Zamanla ilişkinizde yaşanan bu enerji düşmeleri işinize de yansımaya başlar... İşinize eskisi gibi konsantre olamazsınız. İşyerinde eski neşeli siz gider; yerine, düşünceli ve içine kapalı işine başlayan, mutsuzluğunu, kafa karışıklığını örtmek için yüzüne maske takan bir kişi gelir. İç dünyanızda başlayan bu mutsuzluk durumunu güzel bir maske ile gizlemeye çalışırsınız ama nereye kadar? Zaman içinde enerjiniz gittikçe daha fazla düşer. İşyerine endişeyle gitmeye başlarsınız. Performansınızın düştüğünü hisseder ve bu açığı kapatmak için daha çok çalışırsınız. “Çok çalışmazsam patronun gözüne giremem. Gözüne giremezsem terfi ettirmez. Terfi etmezsem maaşıma zam yapmaz. Maaşıma zam yapmazsa eşime istediklerini alamam, bankalara borçlarımı ödeyemem, yuvamın devamlılığını sağlayamam, kurduğum hayat dağılır... ” Böyle pek çok düşünce zihninizde sürekli döner durur. Siz “Dur!” deseniz de zihninizdeki düşünceler sanki sizden bağımsız, kafanızın içinde dolaşmaya, sorun çıkarmaya devam ederler. Durmadan düşünür, düşünürsünüz... Yine de hiçbir şeyin farkında olmazsınız. Bütün mutluluğunuzun, hayatınızdaki kişiyi mutlu etmeye dayalı olduğunu sanmaya devam edersiniz. Siz düşen enerji grafiğinizden dolayı işyerinde daha fazla çalışmaya başladıkça farkına varmadan evinize de geç gitmeye başlarsınız... Eskisi gibi eşinizle neşeli, heyecanlı iletişim kuramadığınız için farkına varmadan eskisi gibi güzel zamanlar paylaşamaz hale gelirsiniz. İlk başlarda eşiniz yorgun olduğunuza inanıyor ama daha sonra... Bülent Gardiyanoğlu’nun “2 Tam Bir Tek” Kitabından alınmıştır.