Hiç hayatınızı sorguladınız mı? Gerçek olan ne? Batıl ne? Hak ne? Hayatımdaki bazı olayların tekrara girmesi kendi içimde sorgular yapmama sebep olmuştu. Bu tekrarların neden olduğunu sorgularken, karşıma şu dua çıktı. Hz. Süleyman, “Allahım, bana Hak ile batılı ayırma yetisi ver...” diye dua etmiş. Ben de yıllarca bu duayı ettim. Hak ile batıl arasındaki farkı ayırabilecek iradeye sahip olmayı diledim. İlk başlarda çok da ne anlama geldiğini anlamasam da yine de duayı tüm kalbimle Allah’tan diledim. Hayatınızın gidişatında irade çok önemlidir. İradeniz zayıfsa deli gibi yemek yersiniz, deli gibi alışveriş yaparsınız, “hayır” demeniz gereken yerde diyemezsiniz. Korkular, endişeler sizi yönetir. Anlamsız bir aşkın peşinde, anlamsız olduğunu bildiğiniz halde gidersiniz. Kendi hayatınızı değil, başkalarının çizdiği hayatı yaşarsınız. Birçok olayda Hak yerine batıla kaydığınızı fark etmezsiniz bile. Yaratıcı, insanoğluna irade verdi. “İsyan da edebilirsin, tövbe edip dua da edebilirsin...” Seçimi bize bıraktı. Şimdi sokağa çıkıp birini de vurabilirsiniz, birine yardım da edebilirsiniz. Kişisel gelişime giren birçok kişi neredeyse önce batıl yola adım atar. Kısmeti olanlar Hakk’a yönelirler. Aradaki farkı anlatmaktan çok yaşayıp fark edebilmeyi niyet etmenizi öneririm. Kelimelerle pek ifade edilebilecek durum değildir. Çünkü batıldaki bir kişi, kendini aydınlıkta ve doğru yolda zanneder. Böyle bir durumda kendisine istediğiniz kadar konuşun, Hak yolunu pek anlatamazsınız. Direnecektir. Nasip kısmet... Bülent Gardiyanoğlu’nun “Gönül Gözü” kitabından alınmıştır.