Ben yavaş okuyorum, eşim ise hızlı. Allah bana onu gönderdi ki benim gibi bir kaplumbağayı hızlandırsın. Bu örnekte olduğu gibi eşinizin ya da yanınızdaki kişilerin olumlu özelliklerine odaklanın. Klasik bir bakış açısıyla eşler hep birbirinin olumsuz özelliklerine odaklanırlar. Bu yanlıştır. Karınız belki biraz erkek enerjilidir, huysuzdur ama bilgedir. Akıl verdiğinde onu düşman olarak görme hatasına düşmeyin. Ya da kocanız aynı durumda olabilir. Çevrenizden enformasyon almayı ihmal etmeyin ve yine en doğrusunu, düşünüp değerlendirip, içsesinizi de dinleyerek siz bulun. Eskiden tek tabancaydım ve çoğunlukla hata yapardım. Takım olmayı öğrenmeye başladık ve birbirimizin hatalarını engelleme konusunda artık daha iyiyiz. Her zaman hatırlatıyorum: Kimseyi yargılamayın, kınamayın. Bu, sizin eşiniz, ailenizden biri ya da çalıştığınız ekipten biri olsa bile... Düşünün, eşiniz kimseden sevgi görmemiş. Kimse onu alıp sevmemiş. Allah bilir kaç yaşında yalnız kalmış, çok sıkıntılar çekmiş. En sonunda bu durumdan kurtulabilmek için karşısına siz çıktığınız için, sizinle evlenmiş ve şimdi de kendisini sevmeyen biriyle yaşıyor... Bu nedenle, önce eşinizi sevmeyi deneyin. “Allahım ne olur eşimin iyiliklerine odaklanmayı nasip eyle. Çocuklarımın iyiliklerine, hayatın iyiliklerine odaklanmayı nasip eyle...” dediğinizde, iyiliğin içinde rahmani kapılar açılır. Bir işin içindeyken öfkeliysem, geri adım atarım çünkü iki adım sonra yanlış bir kararla duvara çarpabilirim. Sakinsem akıştadır, gerildiysem, kontrolcüysem, sinirliysem testtedir. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Dört Sınav” Kitabından alınmıştır.