Farkındalık Kartları

🌼 Meslek Seçimi

Yazı Boyutu:

Kart Yorumu

Kızımla konuşurken, “Seçeceğin meslek, benim ya da başkasının istediği meslek olmasın. Kırk yaşına geldiğinde hâlâ severek yapacağın bir meslek olsun. Benim gözümde başarılı olmak zorunda değilsin” dedim. Ona okul tercihinde de benzer şeyler söyledim: “Bir yıl kaybedebilirsin. Yatay geçiş yapabilirsin. Sadece neyi istiyorsan onu severek yap ki ileride başta kendin olmak üzere kimseyi suçlamayasın.” Ne zaman onunla konuşurken “Seni seviyorum ve sana güveniyorum...” desem, kendi yolunda, kendi akışında gidiyor. Sizin bir işte iyi olmanız, çocuğunuzun da aynı işte iyi olacağı anlamına gelmez. Ben voleybolda iyiyim, kızımın ilgisini pek çekmiyor. Annem yıllarca muhasebe öğretmenliği yaparak binlerce kişiye muhasebe öğretmesine rağmen, muhasebem pek de iyi değildir. Biz, nerede iyiysek, çocuğumuzu da orada görmek isteriz. “On kuşak, ailece cirit atmakta iyiyiz...” demek hoşumuza gider ama bakalım çocuğunuz bunu istiyor mu? Evin içinde her şeye siz müdahale etmeyin. Herkese mümkün mertebe sorumluluklarını bırakın. Bunu yapmayı başardıkça evinizin içindeki bireylerin dengeye gelmeye başladığını fark edeceksiniz. Evin içinde evladınızdan mantıklı bir yardım istemeyi deneyin. Yardım ettiği zaman “aferin” demeyin. Aferin bir ödüldür. Çocuk o aferini almak için uğraşır. Birkaç kez dener ama alamadıysa da bir daha uğraşmayabilir, belki de pes eder. Mükemmeliyetçi bir anne babanın çocuğu olarak bizi yarış atı gibi yetiştirdikleri için çocuklar o mükemmeliyeti yakalayamayacaklarını anladıklarında, birçok konuda pes edip iyi bir şey yapmayı bırakabiliyorlar. Eve geldiğinizde mümkün mertebe, işinizi ne fiziksel ne de zihinsel olarak evinize getirmeyin. Bunu yaparken de içinizden “Dışarıda dünya kadar iş var. Onlarla uğraşsaydım...” da demeyin. Ahmet’in Mehmet’in işi bitmez. Ertesi gün Allah kerim siz işinize devam edin. Evinizde en azından dinlenmiş olursunuz. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Dört Sınav” Kitabından alınmıştır.
: / :