Olumlama Kartları

🌸 AF DİLE, SEV, TEŞEKKÜR ET

Yazı Boyutu:

Kart Yorumu

Bir keresinde bir kadın geldi ve kocasının her zaman ona bağırdığından şikâyet etti. Aklıma gelen ilk soru, “Bu enerjiyi acaba kim başlattı?” oldu. “Sen ona karşılığında ne söylüyorsun?” diye sordum. “Yüzüne bir şey söylemiyorum ama her gün içimden beddua ediyorum!” dedi. İçinizden ne gönderiyorsanız, dışarıdan size o bir şekilde geri geliyor. Bu durumu kolaylıkla fark etmenizi, kabullenmenizi niyet ediyorum. Bunun B şıkkı yok! Bunu kendimde nasıl şifalandırdım? Karşımdaki insanın düşünceleri artık benimle ilgili daha olumlu olmaya başlıyor. Ona baktığımda beni rahatsız eden her şeyin, aslında bende de olduğunu kabule geçtiğim andan itibaren bunu başarmaya başladım. Ben, bendeki huysuzlukları düzeltmeye başladığım anda, karşı tarafın benimle ilgili huysuzluklarını düzeltmeye başladığını fark ettim. Sana yapılmasını istediğin şeyi önce senin yapman gerekiyor. İçten ve gönülden. Laf ola politik bir hareketle değil! Kendine değer vermen gerekiyor; bir kadın olarak kadın olduğunu hissetmen ve bir kadın gibi yaşaman gerekiyor. Aynaya baktığında halen daha kimi görüyorsun? Bir kadın mı? Yorgun bir erkek kılığına girmiş bir kadın mı? Biraz süslenmen, bakımlı olman, kendini değerli hissetmen gerekiyor. Kendine vakit ayırman, güzel olduğunu fark etmen gerekiyor. Ho’oponopono tekniğini lütfen, sürekli uygulayın. Öyle sık uygulayın ki artık bilinçaltınıza işlesin. Ama lütfen, gidip size kızan adama, “Senden özür diliyorum!” demeyin. Bu onun daha fazla havaya girmesine neden olur. Yani dışınızdan değil, öncelikle içinizden söyleyeceksiniz. Gönülden hissederek, içinizden öyleyeceksiniz... Ona sevgi gönderdikçe, yumuşamaya başladığını gözlemleyeceksiniz. Yeter ki onu ve kendinizi affedin. Niyetinizi yuvanızı şifalandırmak için koyun... Sevgi her şeyin ilacıdır. Artık gerçekçi olun, başınıza her ne geldiyse sevgi iletişimi kuramamaktan geldi. Eşinden sürekli şiddet gören kadın, eşine gönülden her gün ho’oponopono tekniğini uygulayınca, yaşamında iyiye doğru gelişmeler yaşanmaya başladı. Eşinizle olan durum dışında, işyerinizde olduğunuzu düşünün. İşyerinizdeki arkadaşınızla bir çatışmanız varsa, onu yargılıyorsanız, içinizden, “Senin kafan basmaz! Ben senden daha çok çalışıyorum. Patrona yalakalık yapmasan burada kalmazdın, aldığın maaşı hak etmiyorsun...” gibi şeyler düşünüyorsanız, yargıladığınız kişi ve onun arkadaşları size karşı harekete başlamışlardır. Hazırlıklı olun. İçinizden yaptığınız her türlü yargı işyerinizdeki kişiler tarafından size bir şekilde geri dönüyordur. Onun da arkadaşlarıyla gruplaşıp size karşı cephe aldığını fark etmeniz uzun sürmez. Bugüne kadar eski işinizden kendinizi haklı görerek ayrılmış olabilirsiniz ama ne ilginçtir şimdiki işinizde de benzer olaylar mı yaşıyorsunuz? Etrafınızda size karşı gruplaşanlar varsa, sizin içsel düşüncelerinizin yansıması olabilir. Ya entrika yapacaksınız ki bu size ömür boyu entrikalar gelmesine neden olacak. Kötü yolu tercih edeceksiniz ya da içinizden onlara sevgi göndererek olayların yumuşamasına imkân vereceksiniz. EGO’nuz sürekli konuşacak: “Sen haklısın, onlar kötü, sen neden özür dileyesin ki? Sen neden onlara sevgi gönderesin ki? Onların kötülüğünü iste!” Bu sesi uzun süredir içinizde duyuyor olabilirsiniz... Dinlemeyin... “Sizden özür diliyorum. Sizi gruplaştırdığım için, bana tepki vermek zorunda bıraktığım için, sizi yorduğum için, kendi yargılarımla sizin enerji alanınıza girdiğim için, sizi arkadaşlarıma, eşime kötü anlattığım için...” Yani onlara içinizden her ne söylemişseniz şimdi içinizden tersini düşünerek sevgiye odaklanın. Sizin enerjiniz telepatik olarak onlara yansıyacaktır. Mantıken saçma! İnananlar için değerli bir şifa yolu! Bazı kadınlar bu hatayı çok yapar. İşyerinde birilerini mimler ve evde genelde hep o kişilerin olumsuzlukları konuşulur. Bir kişi mutluluğun kıymetini bilebilmek için önce mutsuzluğu yaşar. Bu durum ilahi sistemin bir sınavıdır. Bu yüzden Rabbimiz her zaman nefsinizden (EGO) arının diyor. Çünkü arınmadığınız sürece hayatınıza her zaman korkularınızı çekersiniz. Not: Hayatınızın birinci dönemi, ikinci dönemine hazırlık olarak geçiyor. Bunu yakında fark edeceksiniz. Hayatınızın birinci döneminde alıngan, kırılgan, mükemmeliyetçi, her şeyi değiştirebileceğini sanan güçlü kadın ya da çilekeş kadın olursunuz. İkinci döneminde ise artık dersini almış, öğreneceğini öğrenmiş biri olarak neyin nasıl karşılanması gerektiğini bilirsiniz. Sevgi, hoşgörü sahibi, Rabb’ine teslim olmayı (ilahi akışa güvenmeyi) seçmiş, kadın olduğuna şükreden... Zaten bu noktaya ulaşmak yerine siz halen daha kendinizi, birilerini ya da kaderiniz suçlama sonucuna ulaştıysanız merak etmeyin yaşadığınız tüm sınavlar en baştan başlayacaktır. Ta ki siz Rabb’inize olan aşkı kalbinizde başlatabilesiniz... Hayatta yaşadığınız her şey kalbinizi ilahi aşka açmak için. Hayat zorsa siz zoru sevdiğiniz içindir. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Kadın Olmayı Hatırlamak” Kitabından alınmıştır.
: / :